Tarihte Yapay Zekanın başlangıcı olarak kabul edilen bir çok nokta var. Ama bu düzeyde olayı cıvataya kadar götürmek makul bulunmamaktadır. Çünkü yeni teknolojik sistemlerin mutlaka birbiriyle bağlantısı ve sayesinde diyebileceğimiz kesişim noktaları bulunmaktadır. Yapay Zekaya bir başlangıç noktası olarak gösterebilecek en iyi seçenek, 1950 yılında Cloude Elwood Shannon ve Enigma (The İmitaton Game) ‘den hatırlayacağımız Alan Turing bilgisayarlara satranç öğretmeye çalışmalarıydı. 1951 yılında MIT’den bilim insanları Marvin Lee Minsky ve Edmonds tarafından ilk yapay sinir ağı temelli SNARC adında bir bilgisayar geliştirildi. 1956 yılında ise John McCarth “Yapay Zeka” terimini ilk Darthmouth Konferansı’nda kullandı.
Çağımızda en önemli genel maksatlı teknoloji olarak yapay zeka kabul ediliyor. Daha spesifik olarak da buradan makine öğrenmesi ortaya çıkıyor.
Makinaların kendilerine verilen görevleri insandan yardım almadan kendi performanslarını kendi başlarına geliştirerek devam etmesine Makine Öğrenmesi deniyormektedir.
Yapay zeka denildiğinde ilk etapta akılda robotların devrimi olarak bazı Hollywood etkili sahneler canlanıyor. Biraz daha ötesinde robotları insan gücünün yerini alacağına dair bir çok resmiyet kazanamamış sanrılar. Yapay zeka bu gün bunların çok çok gerisinde bir yerde. Bununla birlikte hiç de küçümsenemeyecek bir hızla gelişiyor. Dahası bu gelişimin büyük bir kısmı insan etkisiyle olsa da kendini yapmış olduğu katkı da bir o kadar etkili seviyede.
Yapay zeka düşündüğümüzün çok daha ilerisinde işlerle hayatımıza yerleşmeye çoktan başladı. Her zaman işlerin başlangıçları onların mükemmeliyet kısmından çok uzak olur. Ama zamanımızın teknolojik gelişimi asla lineer olmadığı için eskilerdeki geçiş dönemi kadar uzun zaman dilimleri olmayacaktır. Ve işin sonuna geldiğimizde Yapay Zeka, geniş çerçeveden baktığımızda ilgi alanlarımıza göre reklam çıkaran algoritmalar yerini daha kompleks sistemlere bırakacaktır.
Yapay zekanın gelecekte çizeceği yol tamamıyla bize bağlı. Kesin olarak bilinen bir şey varsa doğru kullanılması durumunda, hayatımızı hiç olmadığı kadar ani değiştirecek ve yüksek ihtimalle içimizdeki cevheri ortaya çıkaracaktır. Nükleer enerji, atom bombaları da çok büyük yıkımlar yarattılar ve içerisinde insanlığı yok edecek bir güç barındırdığı şüphesizdi ki yaşananların ortaya çıkardığı bu sonuçlar onları kontrol altına alınmasına ve kullanılmasının savaş suçu olmasına yine biz insanlar tarafından karar verildi. Tabi bu konuda bombalar kendi inisiyatifini yaratarak hareket edebilecek şeyler değildi şeklinde düşünebilirsiniz. Haklısınız da. İleri bilgisayarlar kendi inisiyatifini kullanabilecekler, Microsoft’un Twitter da hesabını açtığı “Tay” bunu kanıtlar nitelikte, ama sonucunda kendi fişini çektirmişti. Şu anda inanılan şey şu, kontrolden çıkabilecek bir sistemin oluşturulmasına müsaade edilmeyeceği yönünde. Bunun kontrolü sağlanabilir mi? Sonuçta herkesin evinde bilgisayarı var, istediği şekilde yazılımını, algoritmasını yapabilir diye düşünebiliriz.