20. yüzyılın ortalarında uzay macerasına ara verilmesi ile birlikte, uzay çalışmalarına ara verilmesinin önemli bir sebebi vardı: ekonomik sebepler. 20. yüzyılda geliştirilen roketler oldukça pahalıydı. Hedeflerini gerçekleştirebilmeleri adına ciddi ekonomik beslemelere ihtiyaç duyuyorlardı. Ancak günümüzde teknolojinin çok daha gelişmesiyle birlikte ortaya farklı fırsatlar çıktı. Bu fırsatlar, roketlerin üretiminde ve kullanımında maliyetleri ciddi anlamda aşağı çekecek bir ortam hazırladı. Uzay sektöründe böyle geliştirmeler yapılabileceğini fark eden girişimcilerden biri Elon Musk oldu. Uzay alanındaki bu fırsatı gören Musk, hemen girişimlerine başladı.
Elon Musk Kimdir?
Elon Musk, 1971 yılında Güney Afrika’da doğdu. Burada, kısıtlı bir ekonomik çevre içinde büyümüş olsa da, zorluklara rağmen kendini geliştirmek üzerine çalışmaya devam etti. Hatta biyografilerinin birinde şöyle ifade ediyordu; ‘bir keresinde, okulumun ve karşı okulun kütüphanesindeki tüm kitapları bitirmiştim. Kütüphaneciden benim için farklı kitaplar getirmesi üzerine onu ikna etmeye çalıştım. Bu sayıda Büyük Biritanya Ansiklopedisini okudum. Bunun çok yararlı oldu. Neyi bilmediğiniz hakkında hiçbir bilginiz yok.’
Elon Musk küçük yaştan itibaren kitap okumaya ve kendini geliştirmeye çok önem verdi. Ergenlik yıllarında Amerika’ya okumaya gitme fırsatı yakaladı. Bu dönemin ardından, tüm dünyada kullanılan bir ödeme sistemi olan Paypal’ı geliştirdi. Paypal’ın büyük başarısının ardından şirket satıldı ve gelen para bölüşüldü. Elon’a 160 milyon $ civarında bir miktar denk geliyordu. O da bu para ile birlikte üç farklı şirket kurdu: Solar City, Tesla ve Space X
Space X
Space X, Elon Musk’ın uzay şirketiydi. Elon, bu şirketle birlikte uzay girişimlerini gerçekleştirmeyi hedefliyordu. Kendisini geliştirdiği dönemlerde uzaya yönelik ciddi bir ilgi duymaya başlamıştı. Gerekli sermayeyi bulmasının ardından uzay sektörüne dair farklı araştırmalar gerçekleştirdi. Bu sırada NASA’ya ve Rusya’ya giderek geçmişte yapılan roketleri inceledi. Burada, çok önemli bir detay dikkatini çekti. Tüm bu roketler, günümüzde çok daha uygun bir fiyata yapılabilirdi. Böylelikle Elon, bu sektördeki büyük potansiyellerin farkına varmış oldu. Bu farkındalığın ardından sermayesini uzay sektörüne yatırarak geliştirmelerine başladı.
Falcon – 9
Elon Musk’ın geliştirdiği roketlerin başında Falcon roketleri yer alıyor. Bu roketler, nispeten daha küçük olan ve daha kısa mesafeli uzay taşımacılığını gerçekleştirecek olan raketlerdi. Elon Musk’ın aklında roketleri tekrar tekrar kullanmak gibi bir fikir vardı. Bunun için, uzaya çıkan roketleri dünyaya başarılı şekilde geri getirip, içlerini tekrar yakıtla doldurmak gerekiyordu. Tüm bu denemeler Falcon roketleri sayesinde gerçekleştirildi. Elde edilen başarılar, roketin kendisini kanıtlamasını sağladı ve şirkete ciddi gelirler sağladı. Böylelikle Elon Musk ve Space X daha farklı fikirlerin, çok daha büyük planların peşinden koşabilecek potansiyeli yakalamış oldu. Bu planların başında ise Starship misyonu geldi.
Starship
Günümüzde Space X’in ve Elon Musk’ın en büyük projelerinin başında Starship projesi yer alıyor. Bu proje sayesinde Elon Musk dünyanın en büyük ve en güçlü roketlerini üretmeyi amaçlıyor. Bu roketlerin, farklı hedefleri var. Bu hedeflerin başında Mars’a gitmek yer alıyor. Daha önce Mars’a gitmiş olan roketler üretilmiş olsa da, buradaki hedef çok daha farklı. Günümüzde ürettiğimiz Mars roketleri, ciddi anlamda pahalıya mal oluyor ve insanların ulaşımı için uygun değil. Elon Musk, hem insanları da Mars’a ulaştırabileceği hem de ekonomik olarak oldukça sürdürülebilir olan bir plan üzerine çalışıyor. Bu sayede, Mars’ta kolonizasyon kurulması hedefleniyor. Çok sayıda insan ve çok daha büyük miktarlarda yükü oraya götürmek için, çok daha büyük roketleri oldukça sık şekilde ateşleyerek göndermemiz gerekiyor. İşte Starship’in hedefi de tam olarak bu. Starship’in prototip denemeleri ise çoktan başlamış durumda.
İlk Denemeler
Starship, çok daha özel gereksinimleri ihtiyaç duyan bir proje içerisinde yer alıyor. Proje içerisinde, mümkün olduğunca hızlı şekilde ateşlemeler gerçekleştirilebiliyor olması gerekli. Çünkü Mars, Dünya’ya 26 ayda bir en yakın konumuna geliyor. Mars’ın dünyaya en yakın olduğu bu döneme Mars penceresi adı veriliyor. Mars’a yapılacak olan tüm fırlatmalar bu pencere içerisinde gerçekleştirilmeli. Çünkü bu dönemde gerçekleştirilen fırlatmalardan ciddi anlamda ekonomik tasarruf sağlanmış olunuyor. Mars projelerinin devamlılığını ve gerçekçiliğini sağlayabilmek adına bu detay oldukça önemli. Yani Mars’a koloni kurmak istiyorsanız fırlatmalarınızı yaklaşık olarak iki yılda bir gerçekleştirmelisiniz. Bu kadar kısa süre içerisinde mümkün olan en büyük kolonizasyonu kurabilmek için de, Mars penceresi içerisinde mümkün olduğunca fazla fırlatma yapmanız gerekiyor.
Space X, İhtiyaç duyduğu yüksek sayıda fırlatma için çeşitli hazırlıklar yapmış. Bunların başında kendine ait fırlatma rampaları satın alması geliyor. Şirket bunun için Teksas’ta bulunan bir bölgeyi satın almış. Boca Chica olarak adlandırılan bu bölge artık tamamen şirkete ait. Bu bölge içerisinde şirket, istediği kadar fırlatma rampası kurabilir. Yerden de tasarruf edilebilmesi adına fırlatma rampalarının birbirine mümkün olduğu kadar yakın inşa edilmesi gerekiyor. Ancak böyle bir şeyin başarılabilmesi adına roketlerin oldukça başarılı kalkışlar ve inişler gerçekleştirmesi gerekiyor. Çünkü herhangi bir kaza çok büyük ekonomik maliyetlere sebebiyet verebilir. Bu sebeplerden dolayı oldukça güçlü bir roketin, oldukça detaylı bir şekilde üretilmesi gerekiyor.
Bu sebeplerden dolayı Starship üzerindeki beklenti ve çalışmalar oldukça yüksek. Prototip denemeleri Boca Chica rampalarında devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde, göbek taklası olarak adlandırılan roket hareketi üzerine denemeler yapıldı. Atmosfere giren roketin kendini yönlendirebilmesi ve başarılı şekilde iniş yapabilmesi adına bu taklayı gerçekleştirmesi çok önemli. Roketin bu taklayı başarılı şekilde gerçekleştirebiliyor olduğunu gördük. Roketin şu anda başaramadığı tek hedef, taklayı attıktan sonra başarılı şekilde yere yumuşak iniş yapmak. Roket, takla atabiliyor olsa da yere oldukça hızlı şekilde iniş yapıyor ve sağlıklı bir şekilde ayakta kalamıyor. Ancak benzer durumlar Falcon roketlerinde de görülmüştü. Space X ekipleri, Çok daha büyük ve güçlü bir model üzerinde de benzer bir başarıya ulaşacaktır.
Uzay sektörüne yönelik olan ilgi, ciddi anlamda tekrar gün yüzüne çıkıyor. Ancak bu sefer çok büyük bir farklılık var: ekonomik istikrar. Artık uzay geliştirmelerini, özel şirketler gerçekleştiriyor. Bu alanda farklı ekonomik gelir yöntemleri oluşturup, uzay çalışmalarının istikrarlı hale getirmeye başarıyorlar. Bu durum, uzay alanında çalışmaların sürekli olarak devam edebilmesini sağlıyor. Böylelikle insanlığın uzaydaki çalışmaları ve birikimi sürekli olarak artıyor. Evrimimizden bu yana dünya içerisinde sıkışıp kaldık. Uzaya yönelik bu başarılı çalışmalar sayesinde sınırlarımızı aşabilir ve ufkumuzu genişletebiliriz.